Aura Görme Çalışması

Aura Görme Çalışması

Aura Görmeyi Geliştiren Alıştırmalar
İnsan gözüyle aura görmeyi öğrenebilmek için gözlerinizi ve bakışlarınızı doğru şekilde ayarlamanız ve odaklamanız gerekir. İnsan gözü, yalnızca ışığı yansıtan objeleri ve süreçleri gören optik bir araçtır. Eğer görüşünüzü ışığı yansıtan nesneler üzerine odaklanmayacak şekilde yapılandırabilirseniz; aurayı, enerjinin akış frekansını ve diğer enerji süreçlerini görebilirsiniz.

Bu çalışmalar sırasında gözlemlediğiniz tüm görsel efektlerin aura olmadığını bilmeniz gerekir. Bazen gördükleriniz tamamen halusinasyon ya da optik ilüzyon olabilir. Bazen ışık huzmeleri ya da bir yüzeyden dağılan ışık aura sanılabilir. Ama bunlar istisnai durumlardır ve auranın çok da fazla bir çabaya gerek olmaksızın görülebileceği gerçeğini değiştirmezler. Eğer çalışmalara başlamanızın üzerinden 6 ay geçmesine rağmen hala aura göremiyorsanız, bu tamamen tembelliktendir!

Aura görebilmeyi sağlayan “görüş”ü geliştirebilmek için, gördüklerinizi hissetme, anlama ve yorumlama üzerine çalışmalısınız. Teorik olarak herkes bu yetiyi geliştirebilir.

Alıştırmalar yorgunluk hisstmeye başlar başlamaz bırakılmalıdır. Yoksa onları tam anlamıyla uygulayamazsınız.

İlk Alıştırma:

Bu alıştırmaları yaptığınız oda ne çok aydınlık ne de çok karanlık olmalıdır. Ellerinizi kaldırın ve parmaklarınızın arasından arka planda parlak ve muntazam bir alana bakın. Ta ki parmaklarınızın arasında beyaz bir sis oluşana kadar.

Başlangıç olarak yalnızca parlak ve düzgün bir fon yerine aydınlatılmış açık gri ya da beyaz bir yüzeye bakmanız daha iyidir. Büyük beyaz bir kağıdı bir lambanın önüne koyup ışığın oradan geçmesini sağlayabilirsiniz. İşık yumuşak ve düz şekilde kağıttan geçmeli ve göz kamaştırmamalıdır. Eğer isterseniz daha yoğun olması için birkaç sayfayı biraraya getirin.

Eğer bunu bildiğimiz bilgisayar ekranında büyütülmüş ve beyaz bir pencere açarak yapabilirseniz mükemmele yakın olur. Bilgisayarınızdaki beyaz fonun 30-50 cm karşısına, ekran tam yüz hizanızda olacak şekilde rahat bir pozisyonda oturun.

Elinizi kaldırıp beyaz alanın ortasına, ekrana 5-10 cm uzaklıkta avuç içiniz size dönük ve parmaklarınız yukarı bakacak şekide tutun. Bunu yapmanın en kolay yolu dirseğinizi masaya koymak ve ellerinizi bu fon üzerinde yavaşça sağa ve sola eğerek hareket ettirmektir.

Şimdi rahatlayın; çenenizi, elmacık kemiklerinizi ve sonra da alnınızı gevşetin. Tüm düşüncelerden sıyrılıp bu alıştırmaya konsantre olun. Tüm çalışma boyunca bu durumda kalmaya çalışın – rahatlamış ve düşüncelerden sıyrılmış olarak.

Gözlerinizi gevşetin ve aralarını yaklaşık 1 cm kadar açtığınız parmaklarınızın arasından bakmaya başlayın. Tüm parmaklarınızı ve arka planı aynı anda görmelisiniz. Gözleriniz odaklanmamalı ve gevşek durumda olmalı. Serbestçe ellerinize bakın, ama somut olan bir şeye değil. İsterseniz birkaç saniye böyle oturabilirsiniz. Belki bu aşamada parmaklarınızın arasında ışıklı bir taç ve 1-5 mm’lik ya da biraz daha kalın bir bulanıklık görebilirsiniz.

Şimdi elinizi izlemeye devam ederek yavaşça 10-15 cm kadar sağa sola hareket ettirin. Bulanık alan şimdi daha keskin ve parlak.Elleriniz sabitken muhtemelen bu bulanık alanı göremiyordunuz ama şimdi parmaklarınızın yanındaki hareketli alanı görebiliyorsunuz. Ayrıca avuç içinizi ekranla aynı hizada döndürebilirsiniz de.

Avuç içinizi ve parmaklarınızı, etraflarında ışıklı bir taç ve yaklaşık 5-10 mm kalınlığında bir yoğun bir sis görene kadar hareket ettirmeye devam edin. Odak noktasını, sisin ne zaman görünüp ne zaman görünmediğini farkına varmaya çalışın. İstenen odak noktasına nasıl hızlıca gireceğinizi öğrenin.

Ayrıca avuç içinizi, parmaklarınız yana bakacak şekilde de çevirebilir, aşağı yukarı hareket ettirebilir ve parmak uçlarınızdan çıkan ışıklı tacı izleyebilirsiniz. Yalnız avuç içinizi hareket ettirin, bütün elinizi değil. Hızlıca hareket ettirdiğinizde her parmağın önünde bir ampül görebilirsiniz. Eğer hareketlerinizi yavaşlatırsanız bunun, içinden ışık huzmeleri çıkan o aynı sis olduğunu anlarsınız. Bu hareketleri birkaç dakika kadar tekrar ediniz. Daha sonra iki elin avuç içlerini, parmak uçlarının arasında arada 3 cm olacak şekilde karşılıklı olarak tutunuz. Her iki elden de ışık huzmelerinin çıktığını göreceksiniz. Elleriniz birbirine yakınken parmak uçlarınızda, tam da her iki elden çıkan ışık huzmelerinin kesiştiği yerde, hafif ve yumuşak bir dokunuş hissedeceksiniz. Bu hareketleri birkaç dakika boyunca deneyiniz.

Bundan sonra elleriniz arasındaki mesafeyi artırıp azaltmayı deneyin. Her iki eli birbirine yaklaştırdığınızda ışık huzmelerinin birbirinin içine girdiğini, elleri birbirinden uzaklaştırdığınızda ise ortak ışık huzmesinin bir süre bütünlüğünü koruduktan sonra yeniden iki ayrı ışına bolündüğünü göreceksiniz. Hatta ışınların ikiye ayrıldığı anı hissedebilirsiniz bile. Bu hareketleri birkaç dakika deneyin. Daha sonra arka fonu beyazdan siyaha ya da koyu maviye çevirin ve hareketleri rastgele bir sırada tekrar edin. Parmak uçlarının etrafındaki sis öncekinden daha da belirgin şekilde görünecektir. Daha sonra arka planın rengini diğer renklere çevirin ve göreceksiniz ki bu sisin rengi de bir şekilde değişiyor.

Şimdi hareketlerinizi azar azar yavaşlatın. Zamanla, hatta hareketi durdurduktan sonra bile parmak uçlarınızı çevreleyen sisin açıkça seçilebilir ve kalın kaldığından emin olun. Zaman içinde arzu ettiğiniz ritmi ve alıştırmaları değiştirme sürelerinizi keşfedeceksiniz.

Eğer yukarıdaki alıştırma sırasında yalnızca parmaklar çevresinde 1mm kadar bir parlaklık gördüyseniz, bu muhtemelen ışığın parmakların etrafında yansımasından kaynaklanan optik bir iluzyondur. Bu alıştırmanın etkisi, bu alanda kalınlığı 5-10mm arasında ve şeffaf olmayan, yoğun bir sis görmek olmalıdır. Bir süre çalıştıktan sonra parmaklarınızın arasında avcunuzla hareket eden bulutumsu bir ışık görebilirsiniz.

Belirgin bir ilerleme kaydettikten sonra, ışıklı arka fon yerine alıştırmayı biraz daha zorlaştırarak sıradan düzgün bir yüzeyle çalışmaya geçin.

2. Alıştırma

Şimdi, aurayla hiçbir ilgisi olmayan, gözün görüşü kavramına bakacağız. Ama bu teknik sayesinde aurayı nasıl görebileceğinizi öğreneceksiniz.

Tek başına çalışma:

Yaklaşık 60 cm x 1 m boyutlarında büyük beyaz bir kağıt ve renkli ve kalın bir kağıt daha alın. Yere ışığı ayarlanabilir bir lamba, onun üzerine de beyaz bir kağıt koyun ve ışık beyaz kağıttan geçerek dışarı çıksın. Beyaz kağıdın ortasına kalın ve renkli –örneğin kırmızı) bir kağıt parçası daha koyun. (Renkli resim kağıtlarını kullanabilirsiniz.Tercihen sarı gibi çok açık renkleri ya da lacivert gibi çok koyu renkleri kullanmayın ve renkli kağıtları dikdörtgen, kare yerine yuvarlak olarak kesin.) Şimdi gözlerinizi kağıdın ortasına sabitleyin ve 30 sn gözlerinizi kırpmadan bekleyin.

Kırmızı kağıda bakmaya devam ederken, kırmızı kağıdı hızlıca kaldırın ve beyaz kağıt üzerinde kırmızı kağıdın önceden bulunduğu yere bakın. Bir saniyeden az bir süre içinde burada o rengin ters rengini göreceksiniz. Eğer kağıdınız kırmızı ise göreceğiniz renk yeşil olacak. Kağıdı çekince göreceğiniz renk kesinlikle ilk renkten farklı ama onunla aynı formda olacak. Bu “yeni” renk aynı parlaklıkta ve şeffaflıkta olacak ve havada süzülür gibi görünecek. Bu deneyi birbiri ardına dört-beş değişik renkli kağıtla tekrar edin ki bu tür parlak, şeffaf ve havada süzülen renkli imajlara karşı hassasiyetiniz oluşsun.

Bu “yeni” renkli imajlar, genelde gerçek aura renklerinden çok daha mükemmel olmaları dışında auranın renkli alanına çok benzerler. Çok az insanın aurasının temiz ve parlak renkli olması nedeniyle gerçek aura renkleri bu kadar mükemmel değildir.

Çalışmanın bu safhasından sonra bir partner eşliğinde diğer aşamaya geçiniz.

(b) Partnerli çalışma

Bu aşamada tercihen beyaz giysiler giymiş bir partnere ihtiyaç duyacaksınız. Çünkü beyaz renk diğer renkleri görmeyi çok kolaylaştırır ve aurayı görmeye de olanak sağlar. Partnerinizi beyaz bir duvarın önüne geçirin ve ışığı ayarlanabilir bir lambayı sonuna kadar açıp partnerinizi aydınlatın.

Şimdi bir parça renkli kağıt alın ve partneriniz bunu yüzünden 2,5 cm kadar uzakta, burnunun altında tutsun. (Bu kağıdın boyutu kişinin gövdesinin dışına taşmamalı, gövdeden daha dar enli olmalı ki beyaz giysiler kağıdın etrafından görünsün.) Siz geri çekilin ve renkli kağıda aynı yukarıda “a” çalışmasında açıklanan şekilde bakın. Gözlerinizi bu kağıda sabitleyin, 30’a kadar sayın ve partnerinizden bu kağıdı çekmesini isteyin. Partnerinizin önünde havada süzülen “yeni” renkleri göreceksiniz. Bu deneyi partnerinizle birlikte 4-5 değişik renkli kağıtla tekrar edin ve böylece partnerinizin etrafında süzülen renkli imajllara alışarak zihninizi bu düşünceye adapte edin.

Şimdi renkli kağıdı partnerinizin başının ya da omuzlarının 30-60 cm arkasına yerleştirin. (Kağıtlar partnerin arkasından görünebilir ve kontrastı karşılaştırabileceğiniz büyüklükte olmalı.) Renkli kağıtları birbiri ardına 4-5 kez koyun ve “yeni” renklerin onun bedeninin etrafında süzülüşünü görmeye alışın. Şimdi renkli kağıtları kaldırın, partnerinize bakmaya devam ederken çok yavaşça lambanın ışığını azaltın.

Partnerinizin bedeninin oldukça karanlık olduğu bir ana geleceksiniz -ve sonra bum! Bütün renkler birden bire canlanacak ve aurayı göreceksiniz. Bütün aurayı! Bunun auranın gerçek renkleri olduğunu, önceki “yeni” renkler olmadığını anlayacaksınız, çünkü değişen birçok renk göreceksiniz.

c) Çeşitli objelerle alıştırma

Eğer bir partner bulamıyorsanız çalışmanın ikinci safhasını bazı objelerle şu şekilde yapabilirsiniz:

Tek renkli dikey bir düzlem seçin, örneğin odanızın bir duvarı. Duvarın 50 cm kadar önüne örn. kırmızı bir top gibi tek renkli bir obje koyun. Kırmızı toptan 1-2 metre uzağa oturun. Gözlerinizi doğrudan topa odaklamayın, topun 20cm kadar çığına rahatça bakın. Bir süre sonra topun etrafında renkli gölgeler oluştuğunu göreceksiniz. Topun ve çevresindeki gölgeli alanın görünen ve sabit boyutlarını açıkça görün. Daha sonra çeşitli tek renkli objeler alın ve bunlarla arka arkaya çalışın.

3. Alıştırma:

Yukarıdaki 1. ve 2. alıştırmaları yapıp kağıtlarla, objelerle ve partnerlerle iç mekanlardaki çalışmaları kavradıktan sonra dış mekanlarda yapılan bu çalışmaya geçebilirsiniz. Bir parka, bahçeye ya da ormana gidin ve bir ağaç seçin. Başlangıçta çok geniş gövdeli ağaçlarla çalışmayın.

Bu alıştırmayı iki şekilde yapabilirsiniz, ikisini de deneyin.

İlk yol – Ağacın gövdesinin kenarından 3-5 cm dışına doğru bakarken, görüş alanınızı genişleterek ağacın gövdesinin her iki yanından da 5-10cm’lik bölgeyi görmeye çalışın. Yavaş yavaş ağacın gövdesinin etrafında bir sis ya da şeffaf olmayan bir çeper göreceksiniz. Bu ağacın aurasıdır. Bu deneyi tekrar tekrar diğer ağaçlarla da yapın. Ağaçların auralarını gördüğünüzde insanların başlarının 3-5 cm üzerine bakmaya başlayın. Aynı sis insanların da başlarının üzerinde de belirmeli.

İkinci yol – Ağacın gövdesinin içinden, ağacın yanına değil gövdesinin 20 cm kadar “arkasına” bakın. Bu yol aurayı görme açısından daha elverişli bir yoldur. Objenin “içinden” “arka”sının çok az yan tarafına, auranın göründüğü yere bakmanız gerekir. Bu şekilde gözlerinizin en hassas olduğu yan-görüşünü de kullanarak en optimum görüşünüzü elde edersiniz.

Göz Jimnastiği

Buradaki 11 alıştırmayı, doğrudan aura görmeyi öğrenmek için değil ama aurayı görmek isteyenlere çok yardımcı olacak “yan-görüş”ünüzü geliştirmek için deneyebilirsiniz. (Yan-görüş yalnızca baktığınız objeyi değil, gözünüzün sağ-sol, alt-üst menzilini gördüğünüz görüştür. Örneğin masanızda oturup bilgisayarınıza bakarken aslında tavandaki lambayı da görebilirsiniz. Bu yan-görüş menzili ne kadar geniş olursa, aura görmek o kadar kolaylaşır.)

Gözlerinizin özellikle 7’den 11’e kadar olan alıştırmalar sırasında tamamen RAHAT olması çok önemlidir.

Ellerinizi belinize koyun, omuzlarınızı kaldırmadan başınızı yavaşça sola ve sonra da eğebildiğiniz kadar sağa eğin. Bunu 12 kez tekrar edin. Daha sonra boynunuzu rahatlatmak için başınızı kendi etrafında döndürebilirsiniz.

Başınızı çevirmeden bakabildiğiniz kadar sola bakın ve detayları mümkün olduğunca net görmeye çalışın. Gözlerinizi fazla zorlamayın. Daha sonra sağa bakın. Bu alıştırmayı sol ve sağ gözler için 7 ila 12 kez arasında yapın.

2. çalışmayı bu defa yukarı ve aşağı bakarak 7 ila 12 kez tekrarlayın.

2. çalışmayı çapraz olarak yapın – önce sağ üste ve sol üste, sonra sağ alta ve sol alta bakın.

Gözlerinizi saat yönünde ve tersine her pozisyonu deneyerek ve mümkün olduğunca uzağa bakarak kendi yuvalarında döndürün. (Burada aslında 2, 3. ve 4. alıştırmaları birleştirmiş oluyorsunuz). 7 ila 12 defa tekrarlayın.

Gözlerinizi sonsuz işareti “∞” şeklinde döndürün ve sonra da “8” sayısı olarak döndürün. 7 ila 12 defa tekrarlayın.

Gözlerinizi dinlendirmek için kapatın. Fiziksel zorlanmanın geçmesini bekleyin.

Gözlerinizi 3-5 saniye sıkıca kapayın, sonra gözlerinizi açmadan göz kapaklarınızı gevşetin ve 7. alıştırmada olduğu gibi gözlerinizi rahatlatın. Bunu 5-7 kez tekrar edin.

Gözlerinizi açın ve bir süre hızlıca kırpıştırın.

Gözlerinizi gevşetin ama odağınızı kaybetmeyin. Mümkün olan en uzak noktaya bakın ve en uzaktaki objeyi mümkün olduğunca net görmeye çalışın. Gözlerinizi zorlamayın. Görüşünüzü, netliği koruyarak, yavaşça bu uzaktaki objeden daha yakındaki objelere doğru çevirin. En yakınınızdaki objeyi net bie şekilde gördükten sonra burnunuzun ucuna bakın. Daha sonra bu hareketi ters sırada (yakından uzağa) yapın. 7 ila 12 defa tekrar edin.

Netliği kaybetmeden bakışlarınızı hızlıca bir objeden diğerine çevirin. (Gözünüzün odağını kaybetmeden etrafınızdaki her şeye hızlıca bakın.)

Gördüğünüz gibi bu 11 alıştırma göz jimnastiği niteliğindedir ve böyle zor bir çalışmadan sonra gözlerinizi dinlendirmeniz çok önemlidir.